Haftanın Sanat Rotası: Bu hafta, üç büyük şehirde hangi sanat etkinlikleri var?

Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen Haftanın Sanat Rotası, bu hafta yirmi ikinci sayısıyla sizlerle. Bu haftanın derlemesinde birbirinden farklı sergiler ve tiyatro oyunları yer alıyor.

Her hafta cuma günü yayımlanan Haftanın Sanat Rotası’nda bu hafta 22-28 Şubat tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor.

İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:

İstanbul’da bu hafta

-Bahçedaş / Osamu Kobayashi

Jest ve formun sonsuz olasılıkları üzerine şiirsel bir meditasyon niteliği taşıyan sergi, sanatçının İstanbul’daki ilk kişisel sergisi. Geleneksel algıyı zorlayan soyutlanmış çiçek temsillerinin yer aldığı sergide, sanatçının geniş fırça hareketleri ve parlak renk alanları, doğanın özünü saf bir soyutlamaya dönüştürüyor.

Yapıtlarında form, renk ve minimalizmi keşfe çıkan sanatçı, izleyicileri katmanlı girdaplar ve manzaraların içine çekerken optik etkiler yaratmada usta bir yaklaşım sergiliyor. Bahçedaş sergisi 9 Mart’a kadar Dirimart Pera’da olacak.

-Olmak Üzerine / Ilgaz Gürün

İlk kişisel sergisiyle izleyici karşısına çıkan sanatçı, resimlerinde yaşamın rutin akışı içerisinde gözden kaçan küçük hikayeleri konu alıyor.  Kişisel gözlemlerine dayanan anları resmederken insan olma  durumuna dair tanıdık deneyimleri tetiklemeyi hedefleyen sanatçı, alışılmamış kadraj tercihleri ve dramatik ışık kullanımıyla tekinsizlik hissi yaratırkenbir yandan da alaycı bir üslupla yaşamın normalleşen absürtlüklerini öne çıkarıyor.

Galeri, 29 Mart’a kadar ayrıca Paris’in tarihi Salon sergilerinden esinlenen  geleneksel ve yenilikçi yaklaşımları, bireysel ve kolektif üretimleri bir arada düşündürmeyi amaçlayan EVİN’SALON başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Olma Üzerine adlı sergi 29 Mart’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

-Noktanın Cebinden Çıkan Virgül İhtimalleri / Deniz Aktaş

Yok oluş yerine dönüşümü, kesinlik yerine ihtimalleri koyarak belirsizlik ile süreklilik arasındaki ince çizgiyi araştıran sergide izleyicileri çalılar, su birikintileri, dağılmış yapılar, devedikenleri, doğanın ücra ve tekinsiz yerlerinde yetişen “yabanıl, tuhaf ve meçhul bitkiler” karşılıyor.

Sergide sanatçının SAHA Derneği desteğiyle ürettiği ve 15. Gwangju Bienali’nde sergilenen eserleri de yer alıyor. Noktanın Cebinden Çıkan Virgül İhtimalleri sergisi 15 Mart’a kadar Artsümer’de olacak.

-Proje Diktatör

“Rhum and Cly” ekibi tarafından 2022 yılında İngiltere’de Devising Tekniği ile oluşturulan Proje Diktatör; Otoriter rejim altında yaşayan sanatçılar ile yapılan görüşmelerden ilham alınarak yazılmıştır. Politik iklimin giderek sertleştiği günümüzde “Problemler Nasıl Çözülür?” sorusunu merkeze alan Proje Diktatör oyunu, bu soruya seyirciler ile beraber sıra dışı bir şekilde cevap aramaktadır. Proje Diktatör oyunu 22 Şubat tarihinde Caddebostan Kültür Merkezi A Salonu’nda olacak.

-Hiçbi Şey Olmamış Gibi

Kaçıncı evlilik yıldönümlerini kutladıkları konusunda kafası karışık bir çift…

Her kutlamada gittikleri her zamanki yerleri…

Her zamanki yerlerinde hepimiz gibi ve hiç kimse gibi bir garson…

Menüde ise;

Bastırılmışlık Hissi Sepeti, Korkutma Tava, Öğrenilmiş Çaresizlik Soslu Anksiyete Tabağı ve yanında Fıtrat Martini ya da Paranoid Faayır!

“Hiçbi Şey Olmamış Gibi”: konuşamadıklarımızın, otomatiğe bağladıklarımızın sadece bizi değil toplumu da nasıl etkilediğini mizahi bir dille ve absürt bir dünya kurarak anlatıyor. Hiçbi Şey Olmamış Gibi tiyatro oyunu 22 Şubat Cumartesi günü Watergarden Performans Merkezi Duru Tiyatro Ataşehir’de olacak.

-Klara Miliç

Toplumun dayatmalarına boyun eğmeyen “Klara Miliç” ve kendi küçük dünyasında yaşayan Yakov Aratov’un yolu bir matinede kesişir ama genç adam sahnedeki Klara’nın ona olan ilgisini anlayamaz. Klara Miliç’in gizemli ölümüyle kendisini suçlu hisseden Aratov’un hayatı değişmeye başlar.  Yaşam ve ölümün sınırlarını yok edip mistisizmle örülü bir aşk hikâyesi. Klara Miliç oyunu 22 Şubat Cumartesi günü Feyk Sahne’de olacak.

Ankara’da bu hafta

-Körler

Bilmemek, görmemek… Bizi kim olduğumuzu hissetmekten mahrum bırakır. Fakat bilmek de görmeye katlanamadığımız şeyi görmektir. İnsan, bilme isteğinin ahenkli heyecanı ile bilmemenin konforlu tedirginliği arasında umutsuzca dolanır.

Yakîn Tiyatro’nun plastik kelilmeler adıyla yürüttüğü fiziksel tiyatro çalışmalarının 3. oyunu “Körler” şimdi sahnede!

Oyun, karanlık ve bilinmezlik içinde kaybolmuş insanların bir ormanda bekleyişiyle başlar. Onlara rehberlik eden kişi aslında ölmüştür, fakat körler bunu fark etmezler. Körler, çevrelerini ve içinde bulundukları durumu yalnızca duydukları sesler, hissettikleri rüzgâr ve doğanın diğer unsurlarıyla algılamaya çalışırlar. Oyun, körlerin kaderleri üzerine düşünmeleri, korkularıyla yüzleşmeleri ve bilinmezliğe karşı duydukları çaresizlikle devam eder. Finalde, bekledikleri yardım bir türlü gelmez ve oyun, çözüm sunmadan, belirsizlik içinde sona erer. Maeterlinck’in Körler oyunu, sembolist tiyatronun en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir ve insanın bilinmezlik içindeki varoluş mücadelesini etkileyici bir şekilde anlatır. “Körler” adlı oyun 22 Şubat Cumartesi günü Yakîn Sahne’de olacak.

-Şairin Ceketi

Orhan Veli Kanık ve Sait Faik Abasıyanık, bir tarih araştırmacısının gözünden dizelere dökülüyor, anılara kavuşuyor.

Şairin Ceketi’nde asılı kalan şiirler birkaç dizeden ibaret bir imge değil birkaç hayatın kesişiminden oluşan bir tablo oluşturuyor.

“Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra…”
Bu şiirsel dramatik dünyaya tanık olmak isterseniz 2 Şubat Pazar akşamı gün batmaya yakın bekleriz.

Tiyatroda şiirler yeniden seyirciyi selamlıyor! Şairin Ceketi adlı oyun 22 Şubat Cumartesi günü Bambu Sahne’de olacak.

-Ceza Sömürgesi

Franz Kafka’nın I. Dünya Savaşı sonrasında yazdığı kısa öyküsü “Ceza Sömürgesi”, şimdi tiyatro sahnesinde!

Güneşin kavurduğu bir sömürgenin merkezinde, totaliter rejimin hükümlerini uygulayan tuhaf bir yargısız infaz makinesi vardır. Bu makine tarafından öğütülmek üzere olan bir mahkûmun ve hayatını bu makineye adayarak benliğini çoktan yitirmiş, otorite bağımlısı bir subayın, batı medeniyetinin temsilcisi-itibarlı bir gözlemci gezginle yüzleşmesi farklı açılardan ele alınırken; bir tür iç-dış hesaplaşmaya benzeyen çatışmalar yumağı, kazananı olmayan bir düelloya dönüşür. Ceza Sömürgesi oyunu 23 Şubat Pazar günü Aralık Sahne’de olacak.

-Olmak İstemediğim Ne Varsa

Olmaktan korktuğumuz kişiler… Kim onlar? Neden korkarız o kişilere dönüşmekten? Korkarız da neden günün birinde “o” olarak buluruz kendimizi? Sorumlu biz miyiz, onlar mı? Yoksa iş baştan bu yana dini öğretilere, türkülere, mitoloji ve tragedyalara konu olup, insanın kafasını bulandıran kaderin akıl almaz cilvesinin midir? “Olmak İstemediğim Ne Varsa” adlı oyun 23 Şubat Pazar günü Farabi Sahnesi’nde olacak.

-Taşıdıklarımız Çıplak Ayaklar Kumpanyası

Taşıdığımız şeyler aslında ihtiyacımız olan şeyler mi? Bizi hayatta tutan şeyler mi bunlar? Yoksa hiç sorgulamadan kabul ettiğimiz hayatı devam ettirmemizi sağlayan şeyler mi? 
Sonucu olmayan hareketleri, ne kadar keyfi olduklarını fark etmeden yapıp duruyor muyuz, yoksa onlar olmadan boşluğun yavaşça içeri süzüleceğini bildiğimiz için mi tekrar ediyoruz bunları? 
 
Hayat laboratuvarının ipleri tamamen elimizde mi, yoksa kararlarımız, bütün tecrübemizi sorgulamamıza sebep olacak yüzleşmeyi erteleme biçiminden başka bir şey değil mi? Taşıdıklarımız Çıplak Ayaklar Kumpanyası oyunu 24 Şubat Pazartesi günü Kült Sahne’de olacak.

-Apsolit

Yoktan var, vardan yok bir hikaye. Alt alta dizildiğinde maddeler halinde ağırlaşan çocuk haklarının enkazından gelen bir ses. İsmail yaşadığı bu sokağa kendi adını versinler istiyor. Apsolit İsmail sokak. Her sokağın bir hikayesi var muhakkak. İsmail’in hikayesi de uğultular şeklinde bir çağrıya dönüşüyor. Kendini gerçekleştiren bir rivayete bürünüp kanatlarını açmak istiyor. İsmail’in hikayesini işitmeye gücünüz var mı? Apsolit adlı oyun 25 Şubat Salı günü Kült Sahne’de olacak.

İzmir’de bu hafta

-Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali’nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı “Kürk Mantolu Madonna” etkileyici atmosferiyle tiyatro sahnesine taşınıyor.

Raif Efendi ve Maria Puder’in birbirlerini tanıma ve anlama süreçleri, önyargıları, belki de ölümsüz olabilecek bir aşk hikayesi, nasıl bir çekmeceye hapsedilir şiirsi bir dille seyircinin önüne sermek için hazır. 

Bir “Büyük Hikaye”, bir küçük defterde… Kürk Mantolu Madonna oyunu 25 Şubat Salı günü Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Konferans Salonu’da olacak.

-Annem

Gerçek nedir? Zaman nasıl akar? En sevdiklerimiz gerçekten kim?

Florian Zeller’in uluslararası ödüllü oyunu “The Father” dan uyarlanan ANNEM, izleyiciyi bir zihnin labirentlerinde dolaştıran sarsıcı bir hikâye sunuyor. Sizi kendi gerçekliğini kaybetmeye başlayan bir annenin gözünden dünyayı deneyimlemeye davet ediyoruz. Anılar, yüzler ve şehirler değişirken, hangisi gerçek, hangisi hayal?

Bir annenin zaman, hafıza ve kimlikle olan mücadelesini sahneye taşıyan ANNEM, sadece bir hikâye değil; yaşanmışlıkların, kayboluşların ve hatırlamanın derinlerinde bir yolculuk…

Annem adlı oyun, Tiyatro Peron ve Beyinsahne işbirliğiyle 22 Şubat Cumartesi günü Peron Sahne’de olacak.

-Çatlak

 
“Çatlak” üç anlam taşıyor. İlk anlamı; normal davranış kalıplarına sığmayan, ikincisi; yarılmış olan, üçüncüsü; değişimin başlangıcı. Bu üç anlamın toplamı, romandaki kadınların yaşamlarını tarifliyor. Belki de bütün kadınların ortak hikâyelerine selam veriyor.
Bazı hikâyeler asırlardır demir bir külçe gibi durduğu yerde ağırlaşıyor. Bazı hikâyeler yükü birlikte omuzlayacak dostları birbirine bağlıyor.

Öyle hikâyeler var ki anlatıldığı anda anlatanı, dinleyeni, yaşayanı birbirine karıştırıyor, “senin hikâyen” oluveriyor. İşte Meral’in öyküsü de anlatanı, dinleyeni, yaşayanı birbirine karıştıran öykülerden. Bir kütüphanenin rafında bulduğumuz romanın sayfalarında kesişti yolumuz Meral’le, sahnede yaşantılarımız birbirine karıştı.

Ayten Kaya Görgün’ün yazdığı “Çatlak Kızlar Sağlam Kapıda” adlı romandan sahneye uyarlanan Çatlak adlı oyun 23 Şubat Pazar günü Boyoz Akademi Sanat Merkezi’nde olacak.

-Külkedisi Öldü

Sekizde Sahne Deneme Topluluğu “Külkedisi Öldü” oyunuyla, kadının maruz kaldığı fiziksel, psikolojik ve sosyal şiddetin ruhunda yarattığı tahribata yakından bakıyor. Sadece bizim coğrafyamızda değil komşu coğrafyalarda da kadına yaşatılan ve giderek artan şiddet ciddi bir “insanlık sorunu” olarak büyümeye devam ediyor.

“Yanıldığımız yerden vuruyorlar bizi. Aşk maskesi takarak. Dost maskesi takarak. Kardeş maskesi takarak. Bu yüzden kurşunları, merhametli kurşunlar.” Kükedisi Öldü oyunu 26 Şubat Çarşamba günü Sekizde Sahnede’de olacak.

-Marry Farrel

Verilen yanliş bir kararin bedelini vicdaninda kaç kez öder insan ? Ve neden en çok unutulmasi gereken anilar hatirlanir hep ne kadar zaman gecsede aradan? Yıllar önce yaşadığı büyük ve tek aşkını, hayalleri ve hirsı uğruna terk etmesinin gölgesi nereye kadar takip edecektir Louis Delfeuil ‘i . Senelerin ona bahşettiği unutabilmeyi bir kurtuluş sayabilecek kadar çaresizliğin içinde sizleri bir yolculuğa davet ediyoruz. Marry Farrel adlı oyun 27-28 Şubat tarihlerinde Joker Sanat Akademi’de olacak.

-Korkuyu Beklerken

Korkularından başka silahı olmayan bir adamın, silahları parçalanana kadar mücadele ettiği bir kavga. Bu kavgada anlatılanlar için aslında bir başka Tutunamayan’ın hikayesidir diyebiliriz.

Zaman zaman bir rehber olarak kullanmaya çalıştığımız Tutunamayanlar’da, Oğuz Atay bu türün (disconnectus erectus) tanımı için şöyle demiş;

Related Posts

İstanbul baraj doluluk oranları 3 Temmuz 2025 || İSKİ verilerine göre İstanbul barajlarındaki son durum nasıl, yüzde kaç dolu?

İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranları, megakentte yaşayan milyonlarca vatandaş tarafından yakından takip ediliyor! İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından 3 Temmuz İstanbul baraj doluluk oranları yaz aylarının sıcak günlerinde nasıl bir seyir izlediğini ortaya koydu. Son dönemde sıcaklıkların barajlara olan etkisi, su tüketimindeki artış ve tasarruf çağrıları gündemde yer alırken, Ömerli, Terkos, Elmalı, Alibeyköy ve diğer barajların doluluk oranları merak konusu oldu. Peki, İstanbul barajlarındaki son durum ne? İşte güncel veriler!

AÖF YAZ OKULU 2025 KAYIT TARİHLERİ ||Anadolu AÖF yaz okulu kayıtları başladı mı, nasıl yapılır? AÖF yaz okulu 2025 kayıt ne zaman?

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) yaz okulu kayıtları, öğrenciler tarafından takip ediliyor. Belirlenen tarihten sonra mazeret kabul edilmeyecek ve yaz okulu kayıt işlemi yapılmayacaktır. Yaz okulu kayıt süresi uzatılmayacaktır. Belirtilen tarihler arasında her ne sebeple olursa olsun, Yaz Okulu ücretini ödemeyen öğrenciler, 2024-2025 Öğretim Yılı Yaz Okulu kayıt hakkını kaybeder. Yaz okuluna kayıt yaptıracak öğrenciler en fazla beş ders seçebilir. Ders seçimi aof.anadolu.edu.tr adresi Öğrenci Otomasyonu, Ders Seçim (Ekle/Sil) bağlantısından yapılacaktır. Dersler bittikten sonra AÖF yaz okulu sınavları ağustos ayında yapılacak. Peki, Anadolu AÖF yaz okulu kayıtları başladı mı, nasıl yapılır? AÖF yaz okulu 2025 kayıt ne zaman? İşte, AÖF yaz okulu 2025 kayıt tarihi…

İstanbul’da bu hafta birçok etkinlik sanatseverlerle buluşacak

İstanbul’da bu hafta birçok etkinlik sanatseverlerle buluşacak

Aşure Günü ne zaman başlar ve biter 2025? Hicri takvime göre Muharrem’in 10. günü ne zaman?

Aşure günü ne zaman, sorusu 2025 Diyanet dini günler takvimi ile yanıt buldu. Paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesi olan aşure dağıtımları, aşure günü ile beraber gerçekleşecek. Dini kaynaklara göre muharrem ayının 10. günü oruç tutmak da bazı âlimlere göre sünnettir. Zira Resûlullah (s.a.s.), âşûrâ gününde oruç tutmuş ve bunu Müslümanlara tavsiye etmiştir. Peki, aşure günü ne zaman, hangi tarihte? İşte, o konu hakkında ayrıntılar.

ÜÇ AYLAR BAŞLANGIÇ TARİHİ || 2025 yılında ikinci başlangıç! Receb, Şaban ve Ramazan ayı üç aylar başlangıç tarihi

Muharrem Ayı’nın gelişiyle birlikte yeni Hicri yıldaki tüm dini günlerle birlikte üç aylar başlangıcı da en çok merak edilip araştırılanlar arasında ilk sırlarda yer alıyor. Hicri ve Miladi Takvim arasındaki zaman farkı nedeniyle üç aylar başlangıcı 2025 yılında 2 defa yaşanacak. Bir önceki Hicri Yılın üç aylar başlangıcı 1 Ocak tarihine denk gelmişti. Miladi olarak yeni yıl başlamadan 10 günlük zaman farkı nedeniyle bu yılın son günlerinde üç aylar başlangıcı idrak edilecek. Böylelikle 2025 yılında iki defa üç aylar başlangıcı yani Receb ayı başlangıcına tanıklık edilmiş olacak. Peki 2025 – 2026 üç aylar başlangıcı ne zaman? İşte merak edilip araştırılan tarih…

“25 Haziran Dünya Güzel Koku Günü” bu yıl Paris’te kutlanacak

“25 Haziran Dünya Güzel Koku Günü” bu yıl Paris’te kutlanacak