Türkiye’de her 8 kişiden birinde kardiyovasküler risk tespit edildi

Yeni Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme Programıyla Türkiye, Ölümleri Azaltmayı Hedefliyor

Her yıl dünya genelinde 18 milyon insanın yaşamına mal olan kalp ve damar hastalıkları, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemenin yanı sıra sağlık sistemlerine de büyük bir yük getiriyor.

Sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün ve alkol kullanımı gibi davranışsal risk faktörleri, kalp ve damar hastalıklarının tetikleyicileri arasında yer alıyor.

Risk Faktörleri Dikkate Alınmalı

Bu risk faktörlerinin etkileri yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ve obezite gibi durumları ortaya çıkararak kalp ve damar hastalığı riskini artırıyor. Bu risk faktörlerinin bir araya gelmesi riski daha da artırıyor.

Bu sebeple, kalp ve damar hastalıklarından korunma konusunda tüm risk faktörlerinin ele alınması ve tedavi edilmesi önem taşıyor.

Sağlıklı Yaşam Tarzı Önemli

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve değiştirilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin büyük bir kısmı önlenebilir. Bu doğrultuda Türkiye, “Türkiye Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı” adlı bir programa başladı.

Risk Değerlendirmesi Yapılıyor

Program kapsamında aile hekimleri, 40 yaş ve üzeri bireylerin kardiyovasküler risk değerlendirmesini gerçekleştiriyor. Bu değerlendirme sürecinde kişinin yaş, cinsiyet, sigara kullanımı gibi bilgiler alınarak kan basıncı ve kolesterol değerleri ölçülüyor. Elde edilen verilere göre kişinin 10 yıl içinde ölüme neden olabilecek kalp ve damar hastalığı geçirme riski hesaplanıyor ve tedavi planı oluşturuluyor.

2 Milyon Kişide Değerlendirme Yapıldı

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, 1 Kasım 2024-14 Nisan 2025 tarihleri arasında 2 milyon 483 bin 467 kişinin kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapıldı. Bu değerlendirmeler sonucunda 317 bin 776 kişide risk tespit edildi, yani yaklaşık her 8 kişiden birinde kalp ve damar hastalığı riski olduğu belirlendi.

Ücretsiz Danışmanlık Hizmeti

Risk taşıyan bireyler, Sağlıklı Hayat Merkezlerinde sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, sigara bırakma gibi konularda ücretsiz danışmanlık hizmeti alabiliyor. Bakanlık, kalp sağlığını korumanın yolları olarak işlenmiş gıdalardan uzak durmayı, tuz tüketimini azaltmayı, sigara ve alkol kullanımından kaçınılmasını, düzenli egzersiz yapılmasını ve düzenli uyku düzenine dikkat edilmesini öneriyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)

Related Posts

Psikologlar Meslek İcrası Yönetmeliğine Dava Açtı

Psikologlar Meslek İcrası Yönetmeliğine dava açıyor. Türk Psikologlar Derneği (TPD) konu hakkında önemli bir açıklama yaptı. 

Sivas’ta kene vakaları ve tedbirler görüşüldü

Sivas’ta Vali Yılmaz Şimşek başkanlığında kene vakalarıyla ilgili değerlendirme toplantısı düzenlendi.

Pek çok riski beraberinde getiriyor! Kurban eti nasıl tüketilmeli?

Kurban Bayramı’nda artan kırmızı et tüketimi sindirim problemlerinden kalp sağlığına kadar pek çok riski beraberinde getiriyor. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, sıcak havalarda etin doğru şekilde saklanması ve pişirilmesi gerektiğini vurgularken, özellikle kronik rahatsızlığı olan bireyleri her öğünde et tüketmemeleri konusunda uyarıyor.

Yaşlanmayı tersine çevirebilecek 6 yiyecek bulundu

Yaşlanmayı durdurmanın anahtarı sandığınızdan daha yakın olabilir. Yeni bir araştırma, doğal ve bitki bazlı beslenmenin hücresel yaşlanmayı yavaşlattığını gösterdi. Bilim insanlarına göre, doğru besinlerle vücut biyolojik yaşını geriye alabilir.

Boynunuzdaki ince çizgiler o hastalığın habercisi

Cildinizde meydana gelen fakat açıklanamayan değişiklikler bazı hastalıkların habercisi olabilir. Özellikle uzun süre güneşte kalanlarda bu durum daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor.

Gençleşme vaadiyle gelen büyük tehlike! Hormonları mahvediyor, sakın yüze sürmeyin

Sosyal medyada yaygınlaşan tehlikeli bir güzellik trendi, kadın sağlığını riske atıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, östrojen içerikli vajinal kremlerin yüz bölgesine uygulanmasının ciddi hormonal dengesizliklere ve uzun vadede kanser riskine yol açabileceği konusunda uyarıyor.